Boyun fıtığı, omurlar arasında yer alan disk denilen yapının sinirlere doğru bası yapmak üzere normal yapı ve fonksiyonunu kaybetmesi ile sonuçlanan bir durumdur. Bu hastalık en sık hayatın 30- 40’lı yaşlarında ortaya çıkmaktadır. Fıtıklaşmış yapı omuriliğe ya da omurilikten çıkmış sinir köküne bası yapabilir ve buna bağlı olarak yarattığı şikayetler değişkenlik gösterebilir. En sık hastalar şu şikayetlerle doktora başvuru;
  • Boyun ağrısı
  • Omuza, kola, dirseğe ve ele yayılan ağrı
  • Parmak uçlarında uyuşma
  • Ağrının olduğu tarafta eşlik eden his kaybı ve güçsüzlük
  • Sırta ve kürek kemiğine vuran ağrılar
  • Bazen eşlik eden baş ağrısı
Hastalığın ilerlemesi ile;
  • Elden cisimleri düşürme
  • İnce motor hareketlerde bozulma (düğme ilikleme vs)
  • Yürüme bozukluğu, dengesizlik
Boyun fıtığı herkeste görülebilen bir hastalık olmakla beraber sigara içenlerde, uzun ince boyun yapısına sahip olanlarda, ailesinde boyun fıtığı ve hiç egzersiz yapmayanlarda daha sık görülmektedir.
Uzun süre televizyon ve bilgisayar karşısında kalmak, uygunsuz uyku ve çalışma pozisyonları, uygunsuz postür, stres, yorgunluk, boyun bölgesinde kontrolsüzce öne arkaya gitmeye neden olan travmalar (araç içi trafik kazası) boyun fıtığına zemin oluşturmaktadır

Tanı: Hastanın şikayetleri dinlendikten sonra muayenesi yapılır. Sadece omuz ağrısı ile başvuran hastaların belli bir bölümünde altta yatan boyun fıtıklarının olduğu unutulmamalıdır. Bu sebeple muayene çok önemlidir. Sonrasında yapılan röntgentomografi ve MR (emar) filmleri ile hastalığın tanısı koymak zor olmayacaktır. Ancak bilinmesi gereken nokta boyun MR filminde görülen her fıtık hastada şikayet oluşturacak diye bir kural yoktur. Ağrıların tam olarak nereden köken alındığını netleştirmek için EMG denilen sinir ileti testi gerekebilir.

Tedavi: Hastaların büyük çoğunluğu, ilaç tedavisi ve fizik tedavi yöntemleri ve sonrasında uygulanan egzersizlerle tedavi edilebilmektedir.
Özellikle kolda ağrı ve uyuşmanın ön planda olduğu hastalarda sinirin etrafına ince bir iğne ile kontrollü olarak kortizon enjeksiyonu uygulanabilir.
Ancak tüm bu tedavilere rağmen ağrının geçmediği, güçsüzlük, denge bozukluğu, yürüme zorluğu olan, hayat kalitesi bozulmuş hastalarda cerrahi tedavi düşünülür

Cerrahi tedavi esnasında tüm bu şikayetlerde sorumlu olan disk veya disklerin sinir üstündeki basısı bir takım cerrahi yöntemlerle kaldırılır. Bu cerrahi yöntemler klasik açık cerrahiler olabileceği gibi endoskopi veya peruktan denilen minimal invazif yöntemlerle de yapılabilmektedir. Mikrocerrahi ile diskektomi bugün en sık uygulanan ve sonuçları oldukça başarılı cerrahi yöntemdir. Cerrahın tercihine göre mikroskop kullanılarak, sadece sinire bası yapan disk parçası alınarak işlem sonlandırılabileceği gibi (mikrodiskektomi), ileride boyunda düzleşme ve hatta kamburluk olmaması amacıyla tamamen boşaltılan disk aralığına kafes ya da disk protezi tatbik edilerek tedavi tamamlanır. Son yıllarda popüler olan disk protezinde amaç boyun hareketlerinin kafeste olduğu gibi kaybedilmesinin önüne geçilerek hareketin korunmasıdır. Ancak bazı bilimsel çalışmalarda bir süre sonra disk protezine rağmen ameliyat edilen bölgede hareket kaybı olabileceği bildirilmiştir.
Boyun fıtığı cerrahisi sonuçları çok yüksek oranda yüz güldürücüdür. Uygun şekilde sinir basısı ortadan kaldırılmış hastada ağrılar hızla kaybolur ve hasta ertesi gün ayağa kaldırılarak taburcu edilir. Birkaç gün sürebilecek yutma zorluğu için sıvı gıdalarla beslenme önerilir. Ameliyat sonrası özel bir durum yoksa  boyunluk kullanımı gerekmemektedir.
TÜM YORUMLAR