İDİOPATİK (SEBEBİ BİLİNMEYEN) SKOLYOZ

Skolyoz; omurganın önden bakıldığında olması gereken orta hat aksından çıkarak yana doğru yer değiştirmesidir. Ergenlik çağı sebebi bilinmeyen skolyozu; 10 ile 18 yaşları arasında görülen ve adı üstünde sebebi bugün itibari ile tam olarak bilinmeyen skolyozdur. Kız çocuklarında daha sık görülür. Ergenlik çağı sebebi bilinmeyen skolyoz tipi en sık rastlanan skolyoz tipidir. Skolyoza sebep olabilecek nedenler arasında hormonal bozuklar, asimetrik büyüme ve kas imbalansı gibi teoriler mevcuttur. Skolyozlu hastaların %30’unda aile öyküsü mevcut olması nedeniyle genetik bir bağlantısı olduğu düşünülmektedir.

Ergenlik çağı sebebi bilinmeyen skolyoz en sık rastlanılan skolyoz tipidir. İdiopatik tip dışında; doğuştan omurga gelişim bozukluğuna (konjenital), sinir/kas hastalıklarına bağlı (nöromusküler) ya da ilerleyen yaşta omurgadaki kireçlenme ile beraber (adült) skolyoz ortaya çıkabilir.
Bugün için skolyozun sebebini tam bilememekle beraber hastalığın seyri ve tadavisi hakkında belirgin bir bilgi birikimine sahibiz.
Ergenlik çağı sebebi bilinmeyen skolyozlu hastada çoğunlukla ağrı, güç veya his kaybına neden olan şikayetler oluşmaz. Oluşan eğriliğe bağlı iç organlarda bası örneğin bir nefes darlığı gibi şikayet oluşmaz. Nadiren bazı hastalarda alt bel bölgesinde ağrı olabilir. Eğer skolyozlu bir hastada ağrı ve nörolojik bulgular ön plandaysa, altta yatan bir omurilik problemi açısından ileri tetkik (MR) ve inceleme yapılmalıdır.

Muayene Bulguları: 

Ergenlik çağı sebebi bilinmeyen skolyozlu hastaların birçoğunda ağrı olmadığı için çoğunlukla hastalığın ilk fark edilmesi, hastanın kendisi ya da yakınları tarafından fark edilen bir takım asimetrik vücut görünümleri sayesinde olur. Bu gözle görülebilen semptomlar arasında en sık rastlanılanı omuz asimetrisidir, yani bir omuz diğerine göre daha yukarıdadır.

Bazen gövde leğen kemiği üzerinde yana doğru yerdeğiştirmiş olarak gözlenir. Yani gövde baş tam orta hatta değilde yana doğru yerdeğiştirmiş gibi gözlenir. Benzer şekilde skolyoz eğriliğine bağlı olarak leğen kemiği bir tarafta daha yukarda görülür ve sanki bir bacak diğerine göre daha kısaymış izlenimi verir. Skolyozda omurga yana yerdeğiştirirken kendi etrafında da döndüğü için hasta öne eğildeğinde daha da belirginleşen bir kamburluk ortaya çıkar.

Kollar yanlara sarkıtıldığında, bir tarafta kolla gövde arasında daha fazla boşluk olabilir. Yandan bakıldığında çoğu zaman normal dışı bir görünüm gözlenmez.
Ergenlik çağı sebebi bilinmeyen skolyozda bacaklarda-kollarda güç kaybı veyahut hissizlik gibi bir problem saptanmaz.

Radyolojik inceleme:

Skolyoz hastalığının tanısı ve takibinde direk röntgen grafileri çok önemlidir. Standart röntgen incelemesinde, tüm omurganın arkadan ve yandan olacak şekilde ve ayakta iken filmleri çekilir.

Çekilen bu filmler üzerinde oluşan skolyoz eğriliklerinin büyüklükleri derece olarak ölçülür. Bu esnada 10 derece altında ölçülen eğrilikler skolyoz olarak kabul edilmez buna duruş asimetrisi denir. Ayrıca yan grafide sırt bölgesindeki kamburluk (kifoz) ve bel bölgesindeki çukurlaşma (lordoz) derecesi ölçülür.

İkinci aşamada oluşmuş olan skolyoz eğriliklerinin ne kadar esnek olduğu anlamak amacıyla; 1) yatarak sağa ve sola eğilme filmleri hasta ayak ve kollarından çekilirken alınan traksiyon (çekme) filmleri çekilir. Böylece elde edilen tüm bu filmler sayesinde cerrahi tedaviye gerek olup olmadığı, gerekli ise omurganın hangi bölgelerinin ameliyat edileceği belirlenir.

Eğer doktorunuz muayene esnasında nörolojik bozukluklar tespit ederse veya omurilik problemi olduğunu düşündüren bulgular tespit ederse tüm omurganızın MR (Emar) filmini isteyecektir.

Tedavi:

Tedavi yöntemi seçilirken hastanın yaşı, skolyoz eğriliğinin büyüklüğü ve eğriliğin ilerleme riski göz önüne alınarak planlama yapılır. Hasta yaşı ne kadar küçükse ve eğrilik ne kadar büyükse ilerleme riski o kadar yüksektir. Kız çocukları adet gördükten sonraki iki yıl içinde çok hızlı büyüdükleri için eğriliğin ilerleme riski bu dönemde daha yüksektir
Ergenlik çağı sebebi bilinmeyen skolyoz, omurga cerrahı tarafından 3 şekilde değerlendirilir.

1. Skolyozun eğriliğinin tedavisiz takibi
2. Egzersiz
3. Korse tedavisi
4. Cerrahi tedavi

İdiyopatik Skolyozun tedavisinde eğriliğin açısal değeri tedavide yol gösterici olmaktadır. 'Cobb Metodu' ile yapılan ölçüm sonrasında, 25 derecenin altındaki eğriliklerde doktorunuz belli aralıklarla eğriliğinizin ilerlemesini değerlendirmek için kontrole çağıracaktır. Bu derecelere sahip hastalarda son yıllarda bazı bilimsel çalışmalarda faydası olduğu düşünülen 'Schroth Egzersizkeri' uygulanabilir.
Kemik büyümesi tamamlanmamış hastalarda 25 ile 40 derece arasındaki eğrilikler ise korse ile tedavi edilir. Korsenin amacı eğriliğin daha da ilerlemesine engel olmaktır. Korse tedavisi eğriliği tam olarak tedavi etmez sadece ilerlemesine engel olur ya da ilerleme hızını azaltır. Korse tedavisi eğrilik ilerlese bile 45 dereceye kadar devam ettirilir. Çeşitli tipte korseler mevcut olup hepsi benzer prensiplerle çalışır. Korse genellikle günde 20-22 saat kullanılırsa başarılı olur. Banyo esnasında veya spor amaçlı korse çıkarılabilir. Kemik olgunlaşması tamamlanıncaya kadar korse tedavisine devam edilir. Kız çocuklarında bu süre genellikle adet görmeden sonraki 2 yıllık süredir. Erkeklerde ise kemik gelişimi 15-16 yaşına kadar sürebilir. Bu dönemden sonra korse kullanmanın bir faydası yoktur.
Cerrahi tedavi, 45 dereceden büyük eğriliği olan hastalarda tercih edilir. Cerrahi tedavide amaç; eğriliğin ilerlemesinin durdurulması ve eğriliğin dengeli bir şekilde düzeltilmesidir. Yani amaç her zaman eğriliği ‘0’ derece yapmaktan ziyade, omuz asimetrisi ve gövde aks kaymasının düzeltildiği dengeli bir omurga elde etmektir. Sonuçta bu cerrahi kozmetik beklentinin ön planda olduğu bir işlemdir. Bu amaçla omurgaya bir takım metalik vida ve çubuklar uygulanarak eğrilik düzeltilir ve bu şekilde kalması sağlanır. (fotoğraf)

 
Cerrahi tedavi sonrası korse ya da alçı gerekmez. Ortalama 3-6 gün hastanede kalış gerektirir. Hasta 1 ay sonra okula başlayabilir ve 2. haftadan sonra çoğu kez hastanın ağrı kesici ihtiyacı kalmaz.

Skolyoz hastalığı çoğu zaman idiopatik olarak adlandırılan, sebebi bilinmeyen, ergenlik döneminde ortaya çıkan bir hastalıktır. Bununla beraber doğuştan veya erken çocukluk döneminde ya da ileri yaşlarda da ortaya çıkabilen skolyoz tipleri vardır. Skolyoz hastalığının tedavisi, nedenine göre değişiklik gösterir. İdiopatik tipte eğriliğin derecesi ve hastanın yaşı göz önüne alınarak; sadece takip, korse veya cerrahi tedavi yöntemlerinden biri seçilir. Bu tedavinin kararını deneyimli bir omurga cerrahı vermelidir.

NÖROMUSKÜLER SKOLYOZ

İkinci en sık görülen skolyoz tipi nöromuskuler skolyozdur. Nöromusküler skolyozun temel nedenleri arasında kas veya sinir hastalıkları yer alabilmektedir. Sinir hastalıkları beyin ve omurilikten kaynaklanabilir; kas hastalıkları ise çocukluk ve daha ileriki dönemlerde görülebilir. Nöromusküler skolyozda, idiyopatik skolyozun aksine solunum sıkıntısı ve duyu kusurlarına daha çok rastlanabilmektedir. Solunum problemleri, iletişim bozuklukları, duyu kusurları ve epileptik nöbetler gibi nedenlerden ötürü tedavi sürecinde skolyoz korsesi kullanılmayabilir. Skolyozun bu türünde cerrahi müdahale için daha küçük yaşlar tercih edilebilir.

KONJENİTAL (DOĞUŞTAN) SKOLYOZ

Üçüncü sıklıkla ise konjenital skolyoz görülür. Anne karnındaki çocuğun gelişimi sırasında ortaya çıkan omurga anomalilerine bağlı bir skolyoz türüdür. Konjenital skolyoz ilk yıllarda hızlı bir ilerleme gösterir. Bu sebeple erken dönemlerde ortaya çıkan konjenital skolyozun tedavi süreci küçük yaşlarda cerrahi müdahaleyi gerektirebilir.

Bunların dışında, nörofibromatozis, çeşitli romatizmal hastalıklar, osteogenezis imperfecta, marfan sendromu, Ehler Dsanlos gibi çeşitli bağ dokusu hastalıkları, omurga kırıkları, omurga enfeksiyonları, Morquio, Gaucher hastalığı gibi çeşitli metabolik hastalıklar ve bazı genetik sendromik hastalıklar skolyoza neden olabilir.


ERİŞKİN (ADULT) SKOLYOZU

Aynaya baktığınızda bir omuzunuz daha mı yukarıda? Pantolonunuzun bir bacağı diğerinden daha mı uzun? Yürürken bir kalçanız diğerine göre daha mı yukarıda? Eğer bu sorulara evet cevabı veriyorsanız sizde skolyoz (omurga eğriliği) olabilir.

Erişkin Skolyozu sıklıkla 2 şekilde karşımıza çıkar. Çocukluk çağında ortaya çıkmış ancak ilerlemiş, uykuda olan eğriliğin uyanarak ilerlemesi sonucu ya da omurganın yaşlanmasına bağlı ortaya çıkar. En sık bel bölgesinde ortaya çıkmaktadır ancak sırt ve boyun bölgesinde de oluşabilir.

Daha nadir olarak kemik erimesi (osteoporoz), daha önceden geçirilmiş omurga kırıkları, bel kayması, omurga tümor ve enfeksiyonu nedeniyle de eğrilik oluşabilir. Ergen dönemde okul taramaları veyahut ailelerin fark etmesi sonucu tanı konurken, ileri yaşlarda bel ağrısı ve beraberinde bacağa yayılan ağrı ile hastalar doktora başvurur. Bu durum çoğu kez bel fıtığı tanısı alır ve dikkatler hep fıtık üzerinde toplanır ve altta yatan ilerleyici skolyoz gözden kaçırılır. Benzer şekilde yaşlanmanın getirdiği skolyoz’ da; eğriliğin yarattığı sinir kanalı daralması sonucu yürüme mesafesinde azalma, bel ve bacak ağrıları ile kendini gösterebilir. Omurga bir tarafa doğru eğildiği için vücutta asimetrik görünümler ortaya çıkar

Giderek artan yaşam süresi ve daha aktif yaşam stili (spor) tedavi beklentisini artırmaktadır. Ergen dönemde 30 derece ve üstündeki eğrilikler erişkin dönemde ilerlemeye daha yatkındırlar. Yılda ortalama 0.5-2 derece ilerleme olur. Bu sebeple ergen dönemde tanı konmuş eğrilikler ameliyat edilmese bile erişkin çağda da takibine devam edilmelidir. Çünkü 90 derece ve üzerindeki eğriliklerde kalp ve akciğer problemleri baş göstermektedir.
Tedavide amaç ağrının ortadan kaldırılması ve günlük aktiviteyi kısıtlayan eğriliğin düzeltilmesidir. Hastaların çoğu ağrı kesiciler ve egzersiz ile tedavi edilebilmektedir. Bu hastalarda belli aralıklarla yapılan kontrollerle eğrilikte ilerleme olup olmadığına bakılır. İlerleyen eğriliklerde, ağrısı geçmeyen ve günlük aktiviteleri kısıtlanan hastalarda cerrahi tedavi planlanır