Menüsküs Yaralanması
Menisküs, diz eklemi içinde uyluk ve kaval kemiklerinin eklem yüzleri arasından kıkırdak yapıda ‘C’ şeklindeki yapılardır. Bir tür amortisör gibi davranarak diz eklemine gelen yükü uygun şekilde aktarır, eklem kıkırdağını anormal yüklenmelerden korur. Menisküsler yırtık sonucu fonksiyon görmeyecek hale geldiğinde, dize gelen yüklenmeler kıkırdak hasarına yol açarak dizde erken kıkırdak kaybı ve kireçlenmeye kadar varan problemlere neden olabilir. Diz ekleminde iç ve dış olmak üzere 2 menisküs mevcuttur. İç menüsküs daha sık yaralanır. Münüsküsün sadece 1/3 dış kısmı kanlandığı için, bu bölge dışındaki yaralanmalarında kendiliğinden iyileşme potansiyelleri düşüktür.
Menisküs gençlerde daha çok basketbol, futbol veya kayak gibi sporlar esnasında oluşur. Ülkemizde özellikle uygunsuz zemine sahip halı sahalarda oynanan futbol sonrası menisküs ve bağ yaralanmalarına sıkça rastlanılmaktadır. Yaşlı hastalarda ise çok daha kolay menisküs yaralanması olabilir. Merdiven çıkarken, namaz kılarken, hatta düz yolda yürüme esnasında oluşabilir.
Yırtık anında dizde şiddetli bir ağrı belirir. Bazen diz içine kanama sonrası diz şişer, hareket kısıtlanır ve ağrılı hale gelir. Genellikle o an spora devam etmek imkansız hale gelinir. Beraberinde çapraz ve yan bağ yaralanması oluşmuş ise, dizde boşalma ve güvensizlik hissi belirebilir. Yırtığın büyüklüğüne bağlı olarak bazen yırtılan parça eklem arasına sıkışarak kilitlenmeye neden olabilir.
Tanı, muayene ve MR (emar) ile konulabilir. Ancak en iyi merkezlerde bile, MR ile var olan yırtık bazen görülemeyebilir. Doktor muayene bulgularından halen şüphe ediyorsa, tanıyı netleştirmek için diz eklemine kamera ile bakma (tanısal artroskopi) gerekliliği duyabilir.
Tedavi, hastanın yaşına ve yırtığın oluşturduğa semptomlara bağlıdır. Sporcularda ve gençlerde menisküs yırtıkları mümkün olduğunca artroskopik kamera kullanılarak, dizde açılan 2 delikten girilerek (bıçaksız ve kanamasız) dikilerek tedavi edilir. Dikilemeyecek kadar parçalı yırtıklarda ise yırtık menisküs parçası çıkarılır. İleri derecede hasarlı ve tamamına yakını çıkarılmak zorunda kalınan hastalarda menisküs nakli uygulanabilir. Ülkemizde henüz uygulaması çok sınırlı olan bu işlemin 10 yıllık takipteki başarısı % 60-80 arasındadır.
Yaşlı hastalarda ilk seçenek, ilaç, istirahat, soğuk uygulama ve dizlik kullanma gibi ameliyat dışı yöntemlerdir. Bu tedaviden fayda görmeyen, dizinde geçmeyen ağrı ve kilitlenme şikayetleri olan hastalarda, yine artroskopi uygulanır.
Artroskopi; ekleme kapalı olarak, kamera yardımı ile tanı ve tedavi uygulama yöntemidir. Diz kapağının her iki tarafında açılan 0.5 cm'lik kesiden üzerinden yapıldığı, diz eklemine komşu kaslar kesilmediği için iyileşme süresi oldukça hızlı olmaktadır. Hastaneden aynı gün taburculuğa olanak tanır. Bölgesel anestezi ile, hasta uyutulmadan işlem tamamlanabilir. Ameliyat sonrası ağrı oldukça azdır. Hastalar işe erken dönebilmektedir.
Son yıllarda menüsküs yırtıklarının tedavisinde PRP (Trombositten zengin plazma) yöntemi kullanılmaya başlamıştır. Hastanın kolundan alınan kanın, birtakım işlemlerden geçirip, Trombosit denen ve pıhtılaşmayı sağlayan kan hücresinden zengin plazma kısmı elde edilir. Trombositler birtakım büyüme faktörleri içerdiği için iyileşmeyi hızlandıracağı düşüncesinden yola çıkılarak geliştirilmiş bir yöntemdir. Trombositten zengin plazma kısım eklem içine enjekte edilerek işlem sonlandırılır. Ancak bu yöntemin ne kadar başarılı olduğuna dair uzun dönem bilimsel çalışmalar henüz yoktur.